
Kayıp Harita
Hayatı yaşarken; çok şeyi sonsuz olacak diye düşünürken, öyle büyük bir yanılgıdayız ki ne olduğunu çoğu zaman acımasız olay tüm çıplaklığı ile önümüze seriyor.
Acı bir kayıp, dersimizi veriyor tokat gibi.
Ama bilinen ve unutulan şu ki; “zaman en büyük mezar”. Beklediğinde tüm acıları ve tüm unutulmazları içine alır ve yok eder.
Bekleyebilmek nasıl bir duygu dersen, sürekli kanayan acısı beynini uyuşturan bir yaradır. Tarifsiz.
Mutluluk dediğimiz vazgeçilmez duygu ise sadece “anlardan” ibarettir. Bekleyebilmek ve ertelemek bu durumda çok büyük bir lükstür… Böylesine kısa süren yaşamda.
O halde ne yapmalı?
Çözüm; yaşama dair mevcut tüm sorunda, yapılacaklar yapıldıktan sonra olayı ve konuyu güzel bir “eski zaman kutusuna” yerleştirip raflarınızın en üstünde bir yere yerleştirmektir. Üstünde harcanan zaman, sözler, eleştiriler, gözyaşı, kalp kırıklıkları hepsi ama hepsi boşa geçmiş bir zamandır. Asla geriye gelmeyecek ve çözümde olmayacaktır. Olan olmuş, bittiği yer gelmiştir… Telafisizdir artık. Tıpkı bir tiyatro sahnesi gibi perde kapanmıştır. O oyun için dersler alınmalı hatalar tekrarlanmamalıdır sadece.
Tekrarları olmayan günler yaşıyoruz ve daha ne kadar var bilmiyoruz.
Atlamalıyız, hem de hemen. Yaşamın bitiş anı geldiğinde dudaklarımızdan şu sözcükler döküldüğünde bizim için en acı andır; “keşke…”
Daha çok gökyüzüne bakmalı, korkmadan yeni insanlar tanımalı, iyilik yapabilmeyi ve insanı, evreni sevebilmeyi unutmamalı. Üretkenliğin keyfini tadın. Geride sadece “iz’iniz” kalacak. Ve mutlu olduğumuz o an hep sonsuz olmayacak. Ertelememeli.
Aydınlık kalın.
Tüm yazılarım için lütfen 👉 Buraya Tıklayın