
Öğrenme Metotları
Öğrenme Metotları
İnsan, yaşamı boyunca ihtiyaç ve ilgi alanına göre değişik arayışlar içindedir. Gerek kendi ihtiyaçlarını karşılamada gerekse çevresindekilerle iletişim kurabilme yetisini geliştirmek için yeni ve değişik bilgileri öğrenme merakı içindedir. İletişimde başarıyı ve doğru algılamayı yakalamak için karşıdaki kişinin baskın olarak ne şekilde algılaması olduğunu anlamak çok önemlidir.
Bazı bireyler tek bir alanda sivrilmiş olabilir. Özellikle bu kişilere bir şey öğretirken ya da onları bir konuda ikna etmeye çalışırken, mesajları kişinin öğrenme stiline uyumlu bir biçimde göndermeye duyarlı olmamız gerekmektedir.
Okullarda öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesi, ardından öğrenme metotlarına uygun etkinliklerin planlanması ile eğitim canlı ve katılımcı olabilir. Öğrencilerin sınıfta etkin ve aktif durumda olmaları olaylar karşısında çözüm üretebilmeleri, olaylara farklı boyutlardan bakabilmelerini kısaca düşünmeye ve düşündüğünü dile getirmeye eğilimli olmalarını hızlandıracaktır.
İnsan bütün hayatı boyunca öğrenir; normal bir insan için öğrenme yaşla sınırlanmış değildir. İçinde öğrenme isteğini canlı tutan birey için öğrenme sonsuzdur. Yeni bilgiler, yeni beceriler, yeni davranışlar kazanılır, eskiden kazandıklarımız pekiştirilir bir kısmı ise terk edilir. Bu noktada iki kaynak çıkıyor ortaya. Biri kendi yaşantımız, diğeri eğitim ve öğretimdir.
Bir olayı kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu olarak canlandırıyoruz. Kişilerin farklı algıları bu noktadan doğar.
Gönderilen uyarıcıların algılanması anında bir grup insanın farklı stillerle düşünerek algıladığını unutmamalıyız. Ve sunum anında değişik algılara mesajlar gönderebilmeliyiz. Bir bilgi aktarımı anında grubun içindeki farklardan ötürü hem görsel, hem işitsel hem de duyuları harekete geçirecek etkinlikler olmalıdır.

Görsel kimlikler görüntülerle konuşurlar. Onları bir konuda ikna etmek için görsel öğeler ağırlıklı olmalıdır. Bir şey düşünürken göz hareketleri sol yukarı doğrudur. Kişi herhangi bir görsele baktığında otomatik olarak öğrenme gelmektedir. Ancak 12 yaş öncesi görsellerin parçalanması faydalıdır. Çünkü bütünden çok parçayı yorumlamaktadır. Yaş büyüdükçe bütünü algılama ve yorumlama becerisi artmaktadır.
İşitsel eğilimli kişiler, kullandıkları kelimelere daha çok dikkat ederler. Sesleri daha yankılı, konuşmaları daha yavaş, daha ritmik ve daha ölçülüdür. Kelimeler onlar için daha değerli olduğundan, söylediklerini çok dikkat ederler. İşitsel insanlar için sözler, söyleniş şeklinden daha önemlidir; bir olayı değişik yönleri ile ele almak ve duymak, olayı görmekten veya hissetmekten önce gelir.
İşitsel olan kişiler, bir şeyi düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar ve sözel şeylere daha çok tepki verirler. Şiir gibi konuşurlar ve konuşmaktan zevk alırlar. Konuşma hızınızı onların hızına getirip tane tane konuşursanız muhtemel olarak onlarla daha iyi anlaşırsınız.
Dokunsal kanalı baskın kişiler çevreden gelen uyarıcıların duygu taşıyan veya yansıtan öğelerine duyarlıdırlar. Bir şeyi düşünürken sağ alta bakarlar. Bir olay hakkında, söylenenlerden veya davranışlardan çok olayla ilgili duygu halini hatırlarlar. Yaşayarak öğrenmeye yatkındırlar.
Dokunsal bir kişiye satılacak malın onlar tarafından anlaşılabilmesi için, o kişinin ürüne dokunması sağlanmalıdır.
Çok farklı algıların var olduğunu bilerek davrandığınızda zaman yönetimi ve verim alma seviyemiz müthiş artacaktır.
Keyifli bir hafta olsun. Sevgilerimle.
Tüm yazılarım için lütfen 👉 Buraya Tıklayın
Öğrenme Metotları ile kendinizi geliştirin ve hayat boyu öğrenmeye devam edin…
Öğrenerek yaşıyor, tecrübelerimiz ile yol gösteriyoruz….
Öğrenme Metotları için:
İletişime Hemen Geçmek İçin Lütfen 👉 Burayı Tıklayın
Teklif Almak İçin İse Lütfen 👉 Burayı Tıklayın